Menfi tespit davası,borçlunun takip konusu alacağın borçlusu bulunmadığının tespiti için açılır.
Menfi tespit davası iki şekilde söz konusudur.
1.Hakkınızda bu borç nedeniyle bir icra takibi yapıldıktan sonra açılan menfi tespit davası.
2.İcra takibinden önce açılan menfi tespit davası.
Menfi tespit davalarında yetkili mahkeme, ya icra icra dairesinin bulunduğu yer(icra takibinden sonra açılacak menfi tespit davalarında), ya da davalı-alacaklının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir (İİK m. 72 VIII).
Daha ortada bir icra takibi yokken menfi tespit davası açılabilmesi için,korunmaya değer hukuki bir yarar bulunmalıdır.(senet bedelinin ödenmesi ,aksi taktirde icra takibi yapılacağına dair alacaklı tarafında borçluya protesto çekilmesi gibi) Bu halde menfi tespit davası açılarak senetteki borcun borçlusu olmadığının tespiti istenebilir.
Mahkeme borçlunun takipten önce açmış olduğu menfi tespit davasını \\\"ciddi bulursa\\\" ,borçlunun göstereceği teminat karşılığında menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir..Ancak İİK m. 72/2 uyarınca “icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
Görevli mahkeme davacının borçlu olmadğını iddia ettiği alacak miktarına göre sulh veya asliye hukuk mahkemesidir.
Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak DAVALIYA(alacaklıya) aittir.Ancak menfi tespit davasını açan borçlu ,davalı alacaklının alacağının hiç doğmadığını iddia etmeyip,bilakis bu alacağın doğduğunu bildirerek,ancak başka bir nedenle bu alacağı doğuran hukuki işlemin geçersiz olduğunu ya da alacağın son bulduğunu iddia ederse(alacağın ödendiği,takas edildiği veya borç senedinin hata,hile ,ikrah nedeniyle batıl yada karşılıksız bulunduğu gibi) bu iddiayı ispat yükü davacıya düşecektir.
