İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - OktayHukuk

Sayfa: [1] 2 3
1
Danıştay İçtihatları Paylaşım Alanı / ATAMA YETKİSİ
« : Ekim 30, 2009, 04:33:09 ÖS »
T.C.
DANIŞTAY
8. DAIRE


Esas No.
2008/5311
Karar No.
2008/4900
Tarihi
01.07.2008


İLGİLİ MEVZUAT
2547-YÜKSEK ÖĞRETİM KANUNU (YÖK)/33.A


KAVRAMLAR
ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ
ATAMA YETKİSİ
FAKÜLTE YÖNETİM KURULU


ÖZET
TEMYİZ DİLEKÇESİNDE ÖNE SÜRÜLEN HUSUSLAR, SÖZ KONUSU MADDEDE YAZILI NEDENLERDEN HİÇBİRİSİNE UYMADIĞINDAN, İSTEMİN REDDİ İLE TEMYİZ EDİLEN MAHKEME KARARININ ONANMASININ UYGUN OLACAĞI DÜŞÜNÜLMEKTEDİR


İSTEMİN ÖZETİ : Üniversitesi Fakültesi Ağız  Ana Bilim Dalında 2547 sayılı Yasanın 33/a maddesi uyarınca araştırma görevlisi olarak görev yapan davacının, görevine devam etmemesi yönünde oluşturulan Fakülte Yönetim Kurulunun 21.09.2005 gün ve 19 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada; 2547 sayılı Yasanın 33/a maddesi uyarınca araştırma görevlilerini atama yetkisi münhasıran rektöre tanınmış olduğundan, bu konuda yetkisi bulunmayan fakülte yönetim kurulunun almış olduğu dava konusu kararda hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemi iptal eden İstanbul 2. İdare mahkemesinin 26.12.2007 gün ve E:2005/3245, K:2007/3013 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ MEVLÜT BEDEL\\\'İN DÜŞÜNCESİ: İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI HÜSEYİN YILDIZ\\\'IN DÜŞÜNCESİ : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.

SONUÇ : İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve yargılama giderlerinin temyiz isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına, 01.07.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

2
Danıştay İçtihatları Paylaşım Alanı / TEMYİZ SÜRESİ
« : Ekim 30, 2009, 04:30:35 ÖS »
T.C.
DANIŞTAY
11. DAIRE


Esas No.
2008/13766
Karar No.
2008/8841
Tarihi
05.11.2008


İLGİLİ MEVZUAT
2577-İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU ( İYUK )/14/46


KAVRAMLAR
TEMYİZ YOLU
TEMYİZ SÜRESİ
OTUZ GÜNLÜK SÜRE


ÖZET
DOSYANIN İNCELENMESİNDEN, TEMYİZE KONU İDARE MAHKEMESİ KARARININ DAVACIYA 18.04.2008 TARİHİNDE TEBLİĞ EDİLMESİNE KARŞIN, DAVACI TARAFINDAN OTUZ GÜNLÜK TEMYİZ SÜRESİ GEÇİRİLDİKTEN SONRA 20.05.2008 TARİHİNDE KAYDA GİREN DİLEKÇE İLE TEMYİZ EDİLDİĞİ ANLAŞILDIĞINDAN, DAVACI TEMYİZ İSTEMİNİN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE ESASTAN İNCELENMESİNE OLANAK BULUNMAMAKTADIR


İSTEMİN ÖZETİ : Mersin Liman İşletme Müdürlüğünde uzman olarak görev yapmakta iken 10.05.2004 tarihinde İskenderun Liman İşletme Müdür Yardımcılığı görevini yürütmek üzere görevlendirilen davacı tarafından, bu görevlendirme nedeniyle ödenmesi gereken parasal haklarının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine 11.000 YTL maaş farkı ile 4.950 YTL gecikme faizi ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddine karar veren Hatay İdare Mahkemesinin 18.01.2008 gün ve E. 2007/1014, K. 2008/87 sayılı kararın, davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi uyarınca ilk inceleme ile görevli Tetkik Hakimi Veli Yılmaz\\\'ın açıklamaları dinlenildikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesinin 2. fıkrasında, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay\\\'da temyiz yoluna başvurulabileceği hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, temyize konu idare mahkemesi kararının davacıya 18.04.2008 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, davacı tarafından otuz günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 20.05.2008 tarihinde kayda giren dilekçe ile temyiz edildiği anlaşıldığından, davacı temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle esastan incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenle, Hatay İdare Mahkemesinin 18.01.2008 gün ve E. 2007/1014, K. 2008/87 sayılı kararına yönelik davacı temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine, temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 05.11.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

3
T.C.
DANIŞTAY
8. DAIRE


Esas No.
2008/10580
Tarihi
02.03.2009


KAVRAMLAR
SEVİYE BELİRLEME SINAVI
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ORTAÖĞRETİM KURUMLARINA GEÇİŞ YÖNERGESİ
DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ


ÖZET
BU AÇIDAN DAVA KONUSU YÖNERGENİN 11. MADDESİNİN 1. FIKRASI DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE, BAŞARI NOTUNUN HESAPLANMASINDA ÖĞRENCİNİN ÖĞRENİM SIRASINDA GÖSTERECEĞİ PERFORMANSIN KATKISININ ( %25 ) OLDUKÇA DÜŞÜK TUTULDUĞU, ÖĞRENCİNİN AİLESİNİN SOSYAL STATÜ VE EKONOMİK KOŞULLARINA BAĞLI OLARAK ÖZEL KURSLARIN YARDIMIYLA HAZIRLANABİLECEĞİ VE BU SURETLE BAŞARI ORANINI ARTIRABİLECEĞİ SEVİYE BELİRLEME SINAVININ KATKISININ İSE ÇOK YÜKSEK ( %70 ) BİR ORANDA BELİRLENDİĞİ, BU DURUMUN, GETİRİLEN YENİ SİSTEMİN AMACINA ULAŞMASINA İMKAN VERMEYECEĞİ VE ADİL OLMAYAN BİR SONUÇ DOĞURACAĞI AÇIKTIR


DAVANIN ÖZETİ : İlköğretim 7. sınıf öğrencisi olan davacının, Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Sistemi kapsamında girdiği 2008 yılı Seviye Belirleme Sınavında almış olduğu sınıf puanının ve Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Yönergesinin 9., 10. ve 11. maddelerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemidir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Ölçme tekniği itibariyle ölçme ve çağın gereklerine uygun olarak sürecin ve performansın değerlendirileceği, öğrenciyi okula çeken bir düzenleme olan ve 6., 7. ve 8. sınıflarda, öğrencilerin derslerden o yılın öğretim programlarında belirtilen kazanımları elde etme seviyesinin ölçüldüğü seviye tespit sınavlarının, bir yarışma ve sıralama amacına yönelik olmayan, öğrencinin öğretim programlarında hedeflenen kazanımlarını elde etme seviyesinin ölçülmesine yönelik sorularla yapıldığı, bu sistemle, sınav sonucuna okul başarısının yanında davranış puanlarının da ilave edildiği, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... DÜŞÜNCESİ : Dava, İlköğretim 7. sınıf öğrencisi olan davacının Ortaöğretim kurumlarına geçiş sistemi kapsamında girdiği 2008 Seviye belirleme Sınavında almış olduğu sınıf puanının ve Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Yönergesinin 9., 10. ve 11. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.

28.11.1964 gün ve 11868 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Lise ve Ortaokullar Yönetmeliğinin 2. maddesinde ortaokullar ve liselerin eğitim ve öğretim işlerinde, öğrencinin, Türkiye Cumhuriyetinin, milli ahlakı benimsemiş ve olumlu bilim anlayışını kazanmış, çalışkan, yararlı bir yurttaş olarak yetişmesini, müfredatı programlarla saptanan ve yüksek öğrenimi izlemek için gerekli bulunan bilgi ve kültür düzeyine erişmesini, bilgilerini uygulama alanında kullanım yollarını öğrenmesini ve ileride meslek seçmesini kolaylaştıracak surette yeteneklerinin geliştirilmesini, iyi alışkanlıklar, maharetler kazanmasını ve ruhça ve bedenen sağlam olmasını amaç sayacağı belirtilmiş olup, yükseköğretime geçişte basamak olan ve zorunlu olmayan lise eğitimini bu amaçlar kapsamında her lisede aynı koşullarla vermek milli eğitimin gereğidir.

Anılan yönetmeliğin 6.10.2007 gün ve 26665 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Lise ve Ortaokullar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle değişik 89. maddesine göre liselere öğrenci kaydının 6., 7. ve 8. sınıf sonlarında yapılacak seviye belirleme sınav sonuçlarına göre yapılacağı düzenlenmiştir.

Bu hale göre, ülkemizde ilköğretimden orta öğretime geçişte sınav odaklı eğitim yaklaşımının, eğitim sisteminin en önemli sorunlarından biri olduğu göz önünde bulundurulduğunda, liselere yerleştirmede sınav sisteminin uygulanması; aynı Yönetmelikle ve dayandığı temel yasalarla amaçlananın dışında liselerdeki eğitimi kaliteli ve daha az kaliteli olarak değerlendirip, bu okullara girecek olan öğrencileri de bu sınav sonuçlarına göre değerlendirerek, fırsat eşitliğini sağlamayı engelleyecektir.

Öte yandan, sınav odaklı sistem nedeniyle bu sınavlara hazırlanmak için olanakları olanların dershanelere yönlendirilmeleri de kaçınılmazdır. Kaldı ki bu sınavların ilköğretimin 6. sınıfından itibaren başlaması da dershaneye gitme olanakları olanlar açısından şans olarak değerlendirilse dahi küçük yaşlarda dershane ve okul arasında koşuşturmaya neden olacak, olanakları olmayanlar açısından ise külliyen fırsat eşitsizliğine neden olacaktır.

Bu itibarla, eğitimin genel ilkelerine aykırı olan ve dershanelere yönlendirmeyi teşvik edici olan yönetmelik hükümlerine dayanılarak düzenlenmiş Yönerge hükümlerinde ve bu Yönergeye göre davacının 2008 yılında girdiği Seviye Belirleme Sınavı ile bu sınav sonucu hesaplanan sınıf puanında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, Yönergenin 9., 10. ve 11. maddeleri ile davacının 2008 yılı Seviye Belirleme Sınavı sonucu hesaplanan sınıf puanının yürütmelerinin durdurulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı ... Düşüncesi : Yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : Uyuşmazlık; ilköğretim 7. sınıf öğrencisi olan davacının ortaöğretim kurumlarına geçiş sistemi kapsamında girdiği 2008 yılı seviye belirleme sınavında almış olduğu sınıf puanının ve Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Yönergesinin 9. 10. ve 11. maddelerinin iptali isteminden doğmuştur.

28.11.1964 tarih ve 11868 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Lise ve Ortaokullar yönetmeliğinin 6.10.2007 gün ve 26665 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Lise ve Ortaokullar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle değişik 89. maddesinde \\\" Liselere öğrenci kaydının, 08.12.2004 tarih ve 25664 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliğinde belirtilen çalışma takvimine, merkezi sistem sınavıyla öğrenci alan orta öğretim kurumlarına ise ilköğretimin 6., 7. ve 8 sınıflarında ders yılı sonunda yapılan seviye belirleme sınavı puanları, bu sınıflara ait yıl sonu başarı puanları ve davranış puanlarına göre yapılır. Sınavlar ve seçme ve yerleştirme ile ilgili esas ve usuller yönerge ile belirlenir.\\\" kuralı getirilmiş, bu kurallara göre hazırlanmış 26.10.2007 yayın tarihli Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Yönergesinde, seviye belirleme sınavlarının nasıl yapılacağı ve bu sınavda etkili olan puanlar belirtilerek \\\"Tanımlar\\\" başlıklı 4. maddesinde, davranış puanının, ilköğretim kurumlarında, ders yılı sonunda öğrencilerin, davranış, beceri, tutum ve değer kazanımları ile ilgili olarak belirlenen ölçütlere göre ders öğretmenleri tarafından takdir edilen puanların ortalaması olduğu, yıl sonu başarı puanının derslerin ağırlıklı yıl sonu puanları toplamının o derslere ait haftalık ders saatleri toplamına bölümü ile elde edilen puan olduğu, sınıf puanının ise ilköğretim kurumlarının 6., 7. ve 8 inci sınıf öğrencileri için her yıl hesaplanan seviye belirleme sınavı yıl sonu başarı puanı ve davranış puanlarının, belirlenen oranlarda toplamı ile elde edilen puanı ifade ettiği belirtilmiştir.

Yukarıda anılan Yönergenin iptali istenilen 9. maddesinde, Öğrencinin derslerden aldığı yıl sonu puanlarının, o derslere ait haftalık ders saati ile çarpılarak ağırlıklı yıl sonu puanlarının hesaplanacağı, bu puanların toplamının, o derslere ait haftalık ders saati toplamına bölünmesi ile de yıl sonu başarı puanının hesaplanacağı, puanlamanın 100 tam puan üzerinden yapılacağı, okuldaki 6 ncı, 7 nci ve 8 inci sınıflardaki en yüksek puanın 500 tam puana dönüştürüleceği, 10. maddesinde, davranış puanının, öğrencinin okul içindeki davranışlarının, okul kurallarına bağlılığının, sosyal gelişiminin, sosyal çevresiyle ilişkilerinin ayrıca Bakanlıkça ilan edilecek ölçütlere göre değerlendirileceği, davranış puanının, öğrencinin derslerine fiilen giren tüm öğretmenlerin ders yılı sonunda ayrı ayrı verecekleri puanların aritmetik ortalaması alınarak elde edileceği, puanlamanın 100 tam puan üzerinden yapılacağı ve 500 tam puanına dünüştürüleceği, sınıf puanının ve orta öğretime yerleştirme puanının hesaplanmasına ilişkin 11. maddesinde de, sınıf puanının; o yılın seviye belirleme sınavı puanının % 70\\\'i, yıl sonu başarı puanının %25\\\'i ve davranış puanının % 5\\\'i esas alınarak elde edileceği, herhangi bir sebeple seviye belirleme sınavına katılamayan öğrencinin seviye belirleme sınavı puanının, o yıla ait en düşük seviye belirleme sınavı puanı olduğu, Ortaöğretime Yerleştirme Puanı ( OYP ); 6 ncı sınıf puanının %25 i, 7 nci sınıf, sınıf puanının %35 i ve 8 nci sınıf, sınıf puanının %40 ı toplanarak elde edileceği hükme bağlanmıştır.

Davacı tarafından iptali istenilen Yönerge hükümleriyle başarının ölçülmediği, okuldaki en yüksek puanın tam olarak kabulü halinde okullar arasında farklılıklara neden olduğu ve bunun da eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüşse de, ilköğretimin 6., 7. ve 8. sınıflarında yapılacak olan seviye belirleme sınavlarıyla Yönergenin 9. maddesinde belirtilen yıl sonu başarı puanının, bu sınavlarda etkili olarak ortaöğretime yerleştirme puanında göz önünde bulundurulmasının, öğrencilerin ilköğretim boyunca okulda göstermiş oldukları başarının değerlendirilmesi bakımından hukuka aykırı olmadığı gibi, puanlamanın 100 tam puan üzerinden yapılarak, okuldaki 6., 7. ve 8.sınıflardaki en yüksek puanın 500 tam puana dönüştürülmesi ise okullar arasındaki not değerlendirmesi arasındaki farkının kaldırılması yönünden hukuka aykırı görülmemiştir.

Yönergenin iptali istenilen 10. maddesindeki davranış puanı ile ilgili düzenleme ve 11. maddedeki davranış puanının sınıf puanının %5\\\'ini oluşturacağı hakkındaki düzenlemeye gelince, seviye belirleme sınavlarının aslında öğrencilerin başarılarını yıllara yayan bir süreçte ölçerek, bu sonuçlara göre liselere yerleştirilmek amacıyla yapıldığı düşünülürse, bu sınavlara katılacak olan 11-14 yaş grubundaki yetişme çağındaki çocukların kişiliklerini oturtmaya çalıştıkları ve bu aşamada pek çok faktörden etkilendikleri davranışlarının, başarılı ya da başarısızlık olarak değerlendirilmesi ölçme/değerlendirme kriterlerine uygun bulunmamıştır.

Kaldı ki, yukarıda sözü edilen Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Yönergesinin 4.maddesinde tanımlanan, 10. maddesinde de \\\"Bakanlıkça ilan edilecek ölçütlere göre değerlendirilip,\\\" denilmek suretiyle soyut bir şekilde ifade edilen davranış puanının, bu puanı verecek öğretmenlerle çocuklar arasındaki olumlu yada olumsuz iletişime göre subjektif değerlendirmeyi içerebileceği de kuşkusuzdur.

Bu itibarla, liselere öğrenci kaydının yapılabilmesi için öğrencilerin seviye belirleme sınavlarına girip, bu sınav sonuçlarına göre, o yılın seviye belirleme sınavı puanı ile yıl sonu başarı puanlarının esas alınarak sınıf puanlarının bulunmasında hukuka aykırılık bulunmamakta ise de, sınıf puanının hesaplanmasında davranış puanının da etkili olmasında hukuka uyarlık görülmemiştir.

Öte yandan, Dairemizin 02.03.2009 gün ve E:2008/10469 sayılı kararıyla, Lise Ve Ortaokullar yönetmeliğinin 6 Ekim 2007 gün ve 26665 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Lise ve Ortaokullar Yönetmeliğinin 1. maddesiyle değişik 89. maddesinin son cümlesindeki \\\" ve davranış puanlarına\\\" ibaresinin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, iptali istenilen yönergenin davranış puanını düzenleyen 10. maddesi ve sınıf puanının ve ortaöğretime yerleştirme puanının hesaplanmasına ilişkin 11. maddesinin 1. cümlesindeki\\\" ve davranış puanının % 5\\\'i \\\" ibaresi ile davacının 2008 yılında katıldığı seviye belirleme sınavı sonuçlarına davranış puanının eklenmesi ile bulunan sınıf puanının yürütmesinin durdurulmasına oybirliği ile, Yönergenin 9. maddesi ile 11. maddesinin 2. ve 3. cümlelerinin yürütmesinin durdurulması isteminin reddine oybirliği, 11 maddenin 1. cümlesindeki,\\\"sınıf puanı; o yılın seviye belirleme sınavı puanının % 70\\\'i, yıl sonu başarı puanın % 25\\\'i esas alınarak elde edilir.\\\" ibaresinin yürütmesinin durdurulması isteminin oyçokluğu ile reddine, 02.03.2009 günü karar verildi.

KARŞI OY :

28.11.1964 tarih ve 11868 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren lise ve Ortaokullar Yönetmeliğinin 06.10.2007 gün ve 26665 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Lise ve Ortaokullar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle değişik 89 maddesi uyarınca düzenlenen davaya konu Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Yönergesinin 11. maddesinde sınıf puanının ve ortaöğretime yerleştirme puanının hesaplanma usulü düzenlenmiş ve buna göre, sınıf puanının o yılın seviye belirleme sınavı puanının % 70\\\'i yıl sonu başarı puanının % 25 i ve davranış puanının % 5\\\'i esas alınarak elde edeceği hükme bağlanmıştır.

Öğrencilerin tercihlerine göre liselere kayıt yaptırabilmek için 6., 7. ve 8 sınıf sonlarında yapılan sınav sonucu ve öğrencinin öğrenim sırasında göstermiş olduğu performans ve okul başarısının tek bir sınavla değil yıllara yayılan süreçte değerlendirilmesi hukuka uygun olmakla beraber ortaöğretime yerleştirme puanına etken olan faktörlerin katkılarının da adil olması, sistemin daha objektif kriterlerle çalışması sonucunu doğuracaktır.

Bu açıdan dava konusu Yönergenin 11. maddesinin 1. fıkrası değerlendirildiğinde, başarı notunun hesaplanmasında öğrencinin öğrenim sırasında göstereceği performansın katkısının ( %25 ) oldukça düşük tutulduğu, öğrencinin ailesinin sosyal statü ve ekonomik koşullarına bağlı olarak özel kursların yardımıyla hazırlanabileceği ve bu suretle başarı oranını artırabileceği Seviye Belirleme Sınavının katkısının ise çok yüksek ( %70 ) bir oranda belirlendiği, bu durumun, getirilen yeni sistemin amacına ulaşmasına imkan vermeyeceği ve adil olmayan bir sonuç doğuracağı açıktır.

Bu itibarla iptali istenilen yönergenin 11. maddesinin 1. cümlesindeki, sınıf puanının elde edilmesindeki faktörlerin katkı oranlarının adil olmadığı düşüncesiyle 11. maddenin 1. cümlesinin tamamının yürütmesinin durdurulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

4
Yargıtay İçtihatları PaylaŞım Alanı / İTİRAZ VE ŞİKAYET
« : Ekim 30, 2009, 04:23:43 ÖS »
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2008/4153
Karar No.
2008/6522
Tarihi
01.04.2008


İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/170


KAVRAMLAR
İTİRAZ VE ŞİKAYET
BORCUN ÖDENMESİ


ÖZET
DAİREMİZİN SÜREKLİLİK KAZANAN YERLEŞİK İÇTİHATLARINDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE BORÇLUNUN BORCU TAMAMEN ÖDENMİŞ OLMASI ONUN ÖNE SÜRDÜĞÜ İTİRAZ VE ŞİKAYETLERİN İNCELENMESİNE ENGEL TEŞKİL ETMEZ. BU NEDENLERLE BORÇLUNUN ÖNE SÜRDÜĞÜ İTİRAZ VE ŞİKAYET NEDENLERİNİN İNCELENEREK OLUŞACAK SONUCA GÖRE BİR KARAR VERİLMESİ GEREKİRKEN YAZILI GEREKÇE İLE HÜKÜM KURULMASI İSABETSİZDİR


Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklının Asliye Hukuk Mahkemesi\\\'nden almış bulunduğu ihtiyati haciz kararına istinaden borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla İcra takibine geçmiş borçlulardan Yusuf\\\'un süresinde icra mahkemesine başvurarak İcra dairesinin yetkisine, alacaklının takip hakkına ve işlemiş faize, faiz oranına itiraz etmiştir. Mahkemece takip konusu borcun tüm fer\\\'ileriyle birlikte takip dosyasına ödendiğinden bahisle ortada iptali gereken bir takip bulunmadığından esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir.

Dairemizin süreklilik kazanan yerleşik içtihatlarında açıklandığı üzere borçlunun borcu tamamen ödenmiş olması onun öne sürdüğü itiraz ve şikayetlerin incelenmesine engel teşkil etmez. Bu nedenlerle borçlunun öne sürdüğü itiraz ve şikayet nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK\\\'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 01.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

5
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2008/3745
Karar No.
2008/6403
Tarihi
31.03.2008


İLGİLİ MEVZUAT
1475-İŞ KANUNU (İK)/14
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/179.B/206


KAVRAMLAR
İFLASIN AÇILMASI
İŞÇİLİK ALACAKLARININ TAHSİLİ
KIDEM TAZMİNATI


ÖZET
AÇIKLANAN MADDE HÜKMÜNDEN DE ANLAŞILACAĞI ÜZERE İFLASIN AÇILMASINDAN 1 YIL ÖNCE TAHAKKUK ETMİŞ VE EDECEK İŞÇİ ALACAKLARI BU MADDE KAPSAMINDA SAYILIR. BU NEDENLE, SOMUT OLAYDA, GÖZLENDİĞİ GİBİ 25.04.2007 TARİHİNDE 1 YIL SÜREYLE İFLASIN ERTELENMESİNE KARAR VERİLDİKTEN SONRA 13.10.2007 TARİHLİ BELGEYLE OLUŞAN İŞÇİ ALACAKLARI İİK.\\\'NUN 179/B-3. MADDESİNDEKİ İSTİSNA KAPSAMINDA KALDIĞINDAN MAHKEMECE İCRA MÜDÜRÜ İŞLEMİNİN İPTALİNE KARAR VERMEK GEREKİRKEN ŞİKAYETİN REDDİ İSABETSİZDİR


Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı, 13.10.2007 tarihli belgeye dayanarak 14.11.2007 tarihinde kıdem tazminatı, diğer işçi alacakları ve bunların faizine ilişkin olarak genel haciz yolu ile takip başlatmıştır.

Takibin kesinleşmesi üzerine alacaklının İcra dosyasında işlem yapmasına ilişkin talebi İcra müdürlüğünce İİK\\\' nun 179/b maddesi nedeniyle reddedilerek takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Ancak, İİK\\\' nun 179/b maddesi 3. fıkrasında 206. maddenin 1. sırasında yazılı alacaklar için haciz yolu ile takip yapılabileceği belirlenmiştir. Bu alacaklar, işçilerin iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki 1 yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatı dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi nedeniyle hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatlarıdır.

Açıklanan madde hükmünden de anlaşılacağı üzere iflasın açılmasından 1 yıl önce tahakkuk etmiş ve edecek işçi alacakları bu madde kapsamında sayılır. Bu nedenle, somut olayda, gözlendiği gibi 25.04.2007 tarihinde 1 yıl süreyle iflasın ertelenmesine karar verildikten sonra 13.10.2007 tarihli belgeyle oluşan işçi alacakları İİK.\\\'nun 179/b-3. maddesindeki istisna kapsamında kaldığından mahkemece İcra müdürü işleminin iptaline karar vermek gerekirken şikayetin reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 31.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

6
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2008/3004
Karar No.
2008/5883
Tarihi
25.03.2008


İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/169.A
6762-TÜRK TİCARET KANUNU ( TTK )/668.3/690


KAVRAMLAR
GÖRME ENGELLİNİN İMZALADIĞI BONO
KAMBİYO SENEDİ NİTELİĞİ
İMZA TASDİKİ


ÖZET
SOMUT OLAYDA DOSYAYA SUNULAN DOKTOR RAPORLARINA GÖRE İTİRAZ EDEN BORÇLUNUN GÖRME ENGELLİ OLDUĞU ANLAŞILMAKTADIR. SENETTE ADI GEÇENİN İMZASININ USULÜNE UYGUN OLARAK TASDİK EDİLMEDİĞİNDEN TAKİBE KONU BONO KAMBİYO VASFINDA DEĞİLDİR. BU NEDENLE İSTEMİN KABULÜYLE TAKİBİN İPTALİNE KARAR VERMEK GEREKİRKEN İİK 169/A MADDESİNDE BELİRTİLEN NİTELİKTE BELGE İBRAZ EDİLMEDİĞİNDEN DOLAYI REDDİ İSABETSİZDİR


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu İşle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : TTK\\\'nın 690. maddesi yollamasıyla bonolar hakkında uygulanması gereken aynı yasanın 668/3. maddesinde de amaların el yazısı ile imzalarının usulen tasdik edilmiş olması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Somut olayda dosyaya sunulan doktor raporlarına göre itiraz eden borçlunun görme engelli olduğu anlaşılmaktadır. Senette adı geçenin imzasının usulüne uygun olarak tasdik edilmediğinden takibe konu bono kambiyo vasfında değildir. Bu nedenle istemin kabulüyle takibin iptaline karar vermek gerekirken İİK 169/a maddesinde belirtilen nitelikte belge ibraz edilmediğinden dolayı reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK\\\'un 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 25.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

7
Yargıtay İçtihatları PaylaŞım Alanı / MESKENİYET İDDİASI
« : Ekim 30, 2009, 04:15:25 ÖS »
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2008/2031
Karar No.
2008/4651
Tarihi
11.03.2008


İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/82


KAVRAMLAR
MESKENİYET İDDİASI
HACZEDİLMEZLİK KURALI
ZORUNLU İPOTEK
RIZAYA BAĞLI İPOTEK


ÖZET
TAŞINMAZ ÜZERİNE KONULAN İPOTEĞİN \\\"MESKEN KREDİSİ, ESNAF KREDİSİ VE ZİRAİ KREDİ\\\" GİBİ ZORUNLU OLARAK KURULMUŞ OLMASI HALİNDE TAŞINMAZ SAHİBİ BORÇLU MESKENİYET İDDİASIYLA HACZEDİLMEZLİK SAVINI İLERİ SÜREBİLİR. ÖTE YANDAN, ZORUNLU İPOTEK OLMASA DA, HACİZ TARİHİNDE İPOTEK BORCU ÖDENMİŞ İSE MESKENİYET İDDİASI İLERİ SÜRÜLEBİLİR


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Taşınmaz üzerinde ipotek kaydı bulunması halinde; borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmaz hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin, mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olmasına bağlıdır. Ayrıca, haciz tarihinde ipotek borcunun ödenmiş olması halinde, de meskeniyet şikayeti dinlenebilir.

Somut olayda mahkemece, şikayete konu taşınmaz üzerine Sümerbank lehine 22.12.1997 tarihinde kurulan ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmadığı, müştekinin rızasıyla kurulduğundan meskeniyet iddiasından peşin olarak vazgeçtiğinden bahisle şikayetin reddine karar verilmişse de borçlu vekilince dosyaya sunulan lehine ipotek verilen banka tarafından Kadıköy Tapu Sicil Müdürlüğü\\\'ne hitaben yazılan 17.02.1999 tarihli yazıda ipoteğin fek ve terkininin istendiğine ve bunun taşınmazın haciz tarihinden önce olduğu da gözönünde bulundurulup mahkemece gerekli araştırma yapılıp sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK\\\'un 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 11.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

8
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2008/2115
Karar No.
2008/4731
Tarihi
11.03.2008


İLGİLİ MEVZUAT
3095-KANUNİ FAİZ VE TEMERRÜT FAİZİNE İLİŞKİN KANUN/1


KAVRAMLAR
FAİZ HUKUKU
YASAL FAİZ
REESKONT FAİZİ KAVRAMININ KALDIRILDIĞI


ÖZET
3095 SAYILI YASANIN 1. MADDESİNDE 01.05.2005 TARİHİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLE \\\"REESKONT\\\" İBARESİ KALDIRILMIŞ VE YASAL FAİZ %12 OLARAK BELİRLENMİŞTİR. BU NEDENLE 01.05.2005 TARİHİNDEN KURULMUŞ OLAN HÜKÜMDE BELİRTİLEN \\\"REESKONT\\\" FAİZİ İBARESİ \\\"YASAL FAİZ\\\" OLARAK DEĞİL TC MERKEZ BANKASI\\\'NCA BELİRLENEN \\\"REESKONT FAİZİ\\\" OLARAK ALGILANMALIDIR


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : İcra takibinin dayanağı Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi\\\'nin 2002/1176 esas 2003/1341 karar sayılı ve 30.09.2003 karar tarihli ilamının bozulmasından sonra verilen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi\\\'nin 2005/266-545 sayılı 20.10.2005 tarihli ilamının hüküm fıkrasında 119.963.043.450 TL\\\'nin 20.10.2002 tarihinden değişen oranlarda reeskont faizi ile tahsiline karar verildiği görülmektedir.

5345 Sayılı Kanunun 14. maddesi ile 3095 Sayılı Yasanın 1. maddesi değişmiş olup, maddedeki reeskont oranı ibaresi kaldırılmış ve 01.05.2005 tarihinden itibaren yasal faiz oranı % 12 olarak düzenlenmiştir. Bu durumda ilamın karar tarihi olan 20.10 2005 tarihi itibari ile 3095 Sayılı Yasanın 1. maddesinde reeskont oranı ibaresi bulunmadığından, ilamda hüküm altına alınan reeskont faizinin anılan yasanın 1. maddesinde düzenlenen yasal faiz olduğunun kabulü mümkün bulunmamaktadır.

HGK\\\'nin 08.10.1997 tarih 1997/12-517E., 1997/776 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere ( ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. İcra Mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmı yorum yolu ile belirlenemez ). Bu ilke gereği ve yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda ilamda hüküm altına alınan reeskont faiz oranının TC Merkez Bankası\\\'nın reeskont faiz oranlan olduğunun kabulü gerekir.

O halde Mahkemece TC Merkez Bankasının reeskont faiz oranları esas alınarak faiz hesabının yapılması gerekirken, 3095 Sayılı Yasanın 1. maddesinde düzenlenen yasal faiz oranları üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak sonuca, gidilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK\\\'un 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 11.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

9
Yargıtay İçtihatları PaylaŞım Alanı / İFLASIN ERTELENMESİ
« : Ekim 30, 2009, 04:09:26 ÖS »
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2008/1120
Karar No.
2008/4000
Tarihi
04.03.2008


İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/179.B/206/89


KAVRAMLAR
İFLASIN ERTELENMESİ
HACİZLERİN KALDIRILMASI
TAKİPLERİN DURMASI
TEDBİR


ÖZET
İİK\\\'NUN 179/B MADDE HÜKMÜ GEREĞİNCE AÇILAN İFLASIN ERTELENMESİ DAVASI NEDENİYLE VERİLEN BU TEDBİR KARARI ÜZERİNE BORÇLU ALEYHİNE 6183 SAYILI KANUNA GÖRE YAPILAN TAKİPLER DE DAHİL OLMAK ÜZERE, HİÇBİR TAKİP YAPILAMAZ VE EVVELCE BAŞLAMIŞ TAKİPLER DE DURUR. O HALDE MAHKEMECE BORÇLULARIN TALEBİ İLE BAĞLI KALINARAK İHTİYATİ TEDBİR KARARININ VERİLDİĞİ 19.03.2007 TARİHİNDEN SONRA BAŞLATILAN İCRA TAKİBİNDE İİK\\\'NUN 89/1. MADDESİ UYARINCA HACİZ İHBARLARI GÖNDERİLMEK SURETİYLE BORÇLULARIN 3. KİŞİLERDEKİ HAK VE ALACAKLARI ÜZERİNE KONULAN HACZİN KALDIRILMASINA KARAR VERİLMESİ GEREKİRKEN, YAZILI GEREKÇE İLE İSTEMİN REDDİ İSABETSİZDİR


Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi\\\'nin 2007/175 Esas sayılı iflasın ertelenmesi davasında verilen 19.03.2007 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile İİK\\\'nun 206. maddesinde düzenlenen 1. sıradaki alacaklar hariç hangi sebebe dayanırsa dayarınsın, icra takiplerinin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının ise bu tarihten sonra 02.11.2007 tarihinde icra takibine başladığı ve 29.11.2007 tarihinde borçluların 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için İİK\\\'nun 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarları gönderildiği anlaşılmıştır.

İİK\\\'nun 179/b madde hükmü gereğince açılan iflasın ertelenmesi davası nedeniyle verilen bu tedbir kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler de durur. O halde mahkemece borçluların talebi ile bağlı kalınarak ihtiyati tedbir kararının verildiği 19.03.2007 tarihinden sonra başlatılan İcra takibinde İİK\\\'nun 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarları gönderilmek suretiyle borçluların 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 04.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

10
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2008/499
Karar No.
2008/3843
Tarihi
29.02.2008


İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/170


KAVRAMLAR
İMZAYA İTİRAZ
İTİRAZIN KALDIRILMASI
BORÇLUNUN DURUŞMADA BULUNMA MECBURİYETİ


ÖZET
BORÇLU VEKİLİNE BORÇLU ASİLİN HAZIR EDİLMESİ İÇİN SÜRE VERİLMİŞ, HAZIR EDİLMEMESİ NEDENİYLE DE MEVCUT BELGELER ÜZERİNDEN İNCELEME YAPILARAK SONUCA GİDİLMİŞTİR. VEKİLİN, MÜVEKKİLİNİ DURUŞMADA HAZIR ETMEK GİBİ BİR MECBURİYET BULUNMAMAKTADIR. O HALDE, YUKARIDA AÇIKLANAN YASAL DÜZENLEMEYE AYKIRI ŞEKİLDE BORÇLU ASİLE MEŞRUHATLI DAVETİYE ÇIKARILMADAN EKSİK İNCELEME İLE YAZILI ŞEKİLDE SONUCA GİDİLMESİ İSABETSİZDİR


Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapılmıştır. Borçlu vekili icra mahkemesine başvurarak takibe konu edilen bonodaki keşideci imzasının müvekkilinin eli ürünü olmadığını öne sürerek imza itirazında bulunmuştur.

Konuyla ilgili İİK.\\\'nun 170/3. maddesi göndermesiyle aynı kanunun 68/a-2 maddesi aynen; \\\"senet altındaki imzayı reddeden borçlu takibi yapan İcra dairesinin yetki çevresi içindeyse, itirazın kaldırılması için İcra mahkemesi önünde yapılacak duruşmada mazeretin daha önce bildirilip tevsik etmediği takdirde bizzat bulunmaya mecburdur.\\\" Aynı maddenin 5. fıkrasında ise; \\\"yapılacak duruşmada yukarıda yazılı mazerete dayanmaksızın borçlunun hazır bulunmaması halinde İcra mahkemesince başka bir cihet tetkik edilmeksizin itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verilir\\\" yasal düzenlemesini içermektedirler.

Somut olayda, borçlu vekiline borçlu asilin hazır edilmesi için süre verilmiş, hazır edilmemesi nedeniyle de mevcut belgeler üzerinden inceleme yapılarak sonuca gidilmiştir. Vekilin, müvekkilini duruşmada hazır etmek gibi bir mecburiyet bulunmamaktadır. O halde, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye aykırı şekilde borçlu asile meşruhatlı davetiye çıkarılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 29.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

11
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2008/811
Karar No.
2008/3599
Tarihi
28.02.2008


İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/59


KAVRAMLAR
MASRAFI YATIRILMAYAN HACİZ TALEBİ
ZAMANAŞIMI


ÖZET
HACİZ TALEBİNİN ZAMANAŞIMINI KESMESİ İÇİN GEREKLİ MASRAFIN DA YATIRILMIŞ OLMASI GEREKİR. BAŞKA BİR ANLATIMLA, MASRAFI YATIRILMAYAN HACİZ TALEBİ ZAMANAŞIMINI KESMEZ. DOSYA KAPSAMINDAN ALACAKLININ HACİZ TALEBİNDE BULUNDUĞU, ANCAK BUNUN İÇİN MASRAF YATIRMADIĞI ANLAŞILMAKTADIR. ZAMANAŞIMINI KESEN SEBEPLER BULUNMADIĞINDAN ZAMANAŞIMI İTİRAZININ KABULÜ GEREKİR


Mahkeme kararının onanmasını mutazammın 25.10.2007 tarih, 15506-18485 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı vekili takip dosyasında 02.10.2005 tarihinde borçlu hakkında hac iz talep ettikten sonra 05.02.2007 tarihine kadar dosyayı işlemsiz bırakmış olup, 02.10.2006 tarihli haciz talebine ilişkin olarak gerekli masrafı yatırmamıştır. Alacaklı sadece haciz talebinde bulunması yeterli olmayıp işlemin zamanaşımını kesmesi için gerekli masrafın da ödenmesi gerekir. İcra Müdürlüğü\\\'nde yapılan işlemin sonuç doğurabilmesi için İİK.\\\'nun 59. maddesi uyarınca masrafının yatırılmış olması gerekir. Alacaklı sözü edilen koşulu yerine getirmediğinden en son işlem tarihi olan 24.05.2006 tarihinden sonra zamanaşımını kesen sebeplerin gerçekleştiği kabul edilemez. Bu nedenle İcra Mahkemesi\\\'nce borçlunun zamanaşımı itirazının kabulüne karar verilmesi yerine reddi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, mahkeme kararının onandığı anlaşıldığından borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 25.12.2007 tarih ve 2007/15506 E. - 2007/18485 K. sayılı onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 28.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

12
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2008/441
Karar No.
2008/3554
Tarihi
26.02.2008


KAVRAMLAR
ÖLÜ KİŞİ HAKKINDA AÇILAN TAKİP
MİRASÇILARA YÖNELİK DAVA


ÖZET
DOSYA KAPSAMINDAN BORÇLUNUN TAKİP TARİHİNDEN ÖNCE ÖLDÜĞÜ ANLAŞILMAKTADIR. ÖLÜ KİŞİ ALEYHİNE İCRA TAKİBİ YAPILAMAZ; AÇILAN TAKİP MİRASÇILARA YÖNELTİLEREK DEVAM EDİLEMEZ. BU HUSUS KAMU DÜZENİNE İLİŞKİN OLUP RESEN DİKKATE ALINMALIDIR. AÇIKLANAN NEDENLERLE, RESEN İCRA TAKİBİNİN İPTALİNE KARAR VERİLMELİDİR


Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı vekili tarafından 31.08.2006 tarihinde bonoya dayalı olarak borçlu K.V. hakkında başlattığı takipte; örnek 10 nolu ödeme emrinin adı geçen borçlunun ölü olduğundan bahisle iade olunduğu, alacaklı vekilinin talebi üzerine mirasçıları adına çıkarılan örnek 10 numaralı ödeme emrinin 26.09.2006 tarihinde tebliği üzerine mirasçılardan M.V. ve S.T.\\\'nun İcra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettikleri görülmüştür.

Takip borçlusu K.V.\\\'nin dosyada mevcut Çaycuma Sulh Hukuk Mahkemesi\\\'nin 07.09.2006 tarih ve 878/946 sayılı veraset ilamına göre; 30.08.2006 tarihinde takip açılmadan önce öldüğü anlaşılmaktadır. 04.05.1978 tarih, 4/5 sayılı İBK\\\'ya göre ölü kişi hakkında takip yapılamaz; açılan takip mirasçılarına yöneltilemez. Bu husus kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilecek nitelikte olup mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması gerekir.

O halde mahkemece açıklanan nedenle re\\\'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK\\\'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 26.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

13
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2008/2359
Karar No.
2008/3191
Tarihi
22.02.2008


İLGİLİ MEVZUAT
818-BORÇLAR KANUNU/520/525/533
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/16


KAVRAMLAR
ADİ ORTAKLIK ADINA ÇIKARILAN ÖDEME EMRİ
AKTİF VE PASİF DAVA EHLİYETİ
TARAF EHLİYETİ
SÜRESİZ ŞİKAYET


ÖZET
ADİ ORTAKLIĞIN TÜZEL KİŞİLİĞİ OLMADIĞINDAN AKTİF VE PASİF DAVA EHLİYETİ YOKTUR. BU NEDENLE TAKİBİN VEYA DAVANIN BÜTÜN ORTAKLARA KARŞI AÇILMASI ZORUNLUDUR. TARAF EHLİYETİ KAMU DÜZENİNDEN OLDUĞUNDAN RESEN DİKKATE ALINMASI GEREKİR. DOSYA KAPSAMINDAN ÖDEME EMRİNİN ADİ ORTAKLIK ADINA TEBLİĞE ÇIKARILDIĞI ANLAŞILMAKTADIR. ADİ ORTAKLIK ADINA ÇIKARILAN ÖDEME EMRİ GEÇERLİ DEĞİLDİR. BU HUSUS HAKKINDA SÜRESİZ ŞİKAYET HAKKI VARDIR


Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyeti yoktur. Bu nedenledir ki takibin veya davanın bütün ortaklara açılması zorunludur.

Borçlar Kanunu\\\'nun 525. ve 533. maddeleri.gereği kendisine yönetim hakkı tanınan ortağın ortaklığı ve diğer ortakları temsil yetkisi vardır. Temsil yetkisi zımnen icazet, temsil belgesi, adi ortaklık sözleşmesi veya ortaklık kararı ile verilebilir.

Somut olayda, alacaklı tarafından borçlu DJ A.Ş. ve Ö. AŞ. iş ortaklığı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı ve örnek 10 no\\\'lu ödeme emrinin de DJ. AŞ. ve Ö. AŞ. iş ortaklığı adına tebliğe çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Takipte adi ortaklık adına ödeme emri çıkarılmış olup, adi ortaklığı oluşturan şirketlerden Ö. AŞ. adına ayrı ayrı çıkarılmış ve tebliğ edilmiş bir ödeme emri yoktur. Borçlar Kanunu\\\'nun 520. maddesine göre adi ortaklığın hükmi şahsiyeti bulunmadığından taraf ehliyeti yoktur. Taraf ehliyeti kamu düzeninden olup Mahkemece kendiliğinden göz önüne alınmalıdır. Öte yandan yasanın emredici kuralından kaynaklanan ve bir hakkın yerine getirilmesi ile ilgili bulunan bu husus hakkında İİK.\\\'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayet hakkı vardır. Dolayısıyla yukarıda belirtildiği şekilde adi ortaklık adına çıkarılan ödeme emrinin geçerliliği yoktur. O halde Mahkemece bu husus resen gözetilerek sair itirazların incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 22.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

14
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2007/24172
Karar No.
2008/2401
Tarihi
14.02.2008


İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/79


KAVRAMLAR
TALİMATLA YAPILAN HACİZLERLE İLGİLİ ŞİKAYETLERDE YETKİ
KESİN YETKİ KURALI


ÖZET
TALİMATLA YAPILAN HACİZLERLE İLGİLİ ŞİKAYETLER KENDİSİNE TALİMAT YAZILAN İCRA DAİRESİNİN BAĞLI BULUNDUĞU İCRA MAHKEMESİNCE ÇÖZÜMLENİR. BU YETKİ KURALI, KESİN YETKİ KURALIDIR. ANCAK TALİMAT YAZISI BORÇLUYA AİT MENKUL VE GAYRİMENKUL MALLAR İLE ÜÇÜNCÜ KİŞİLERDEKİ HAK VE ALACAKLARIN HACZİ YÖNÜNDE VE GENEL NİTELİKTE OLMAYIP DA BELLİ BİR MALIN HACZİNİ İSTEYEN ( NOKTA HACZİ )ŞEKLİNDE İSE BU DURUMDA HACİZLE İLGİLİ ŞİKAYETLERİN TALİMATI YAZAN İCRA DAİRESİNİN BAĞLI BULUNDUĞU İCRA MAHKEMESİNCE İNCELENMESİ GEREKİR


Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : İİK\\\'nun 79. maddesi gereğince haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde İcra dairesi, malların bulunduğu yerin İcra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister. Bu halde, hacizle ilgili şikayetler kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir. Anılan husus, kesin yetki kuralı olup, mahkemece, resen uygulanmalıdır.

Ancak talimat yazısı ( borçluya ait menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının )haczi yönünde ve ( genel nitelikli )olmayıp da belli bir malın haczini isteyen ( nokta haczi )biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayet talimatı yazan İcra dairesinin bağlı olduğu İcra mahkemesinde incelenir. Bir başka deyişle böyle hallerde İİK\\\'nun 79. maddesi uygulanmaz.

Somut olayda Malatya I. İcra Dairesi tarafından Büyükçekmece 1. İcra Dairesi\\\'ne yazılan talimatla, şikayete konu taşınmaza 13.10.2005 tarih ve 2005/3307 talimat sayısı ile Büyükçekmece 1. İcra Dairesi tarafından haciz uygulanmış olup, bu durumda hacizle ilgili şikayetin talimat icra dairesinin bağlı bulunduğu Büyükçekmece İcra Hukuk Mahkemesi\\\'ne yapılması gerektiği resen gözetilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK 366 ve HUMK\\\'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 14.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

15
Yargıtay İçtihatları PaylaŞım Alanı / TÜKETİCİ KREDİSİ
« : Ekim 30, 2009, 03:59:32 ÖS »
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2008/22091
Karar No.
2008/579
Tarihi
18.01.2008


İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/68.B
4077-TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN ( TKHK )/10


KAVRAMLAR
ÖDEME EMRİNE İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASI
KREDİLERDE İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASI
TÜKETİCİ KREDİSİ


ÖZET
SOMUT OLAYDA BORÇLUYA TEBLİĞ OLUNAN HESAP ÖZETİNE VE İHTARNAMELERE HERHANGİ BİR İTİRAZ YAPILMADIĞINDAN İİK.\\\'NUN 68. MADDESİNDE BELİRTİLEN BELGE NİTELİĞİ KAZANMIŞTIR. MAHKEMECE BORÇLU İTİRAZININ ESASI İNCELENEREK OLUŞACAK SONUCA GÖRE BİR KARAR VERMEK GEREKİRKEN USULÜNE UYGUN OLARAK TÜKETİCİ MAHKEMESİ\\\'NDE AÇILACAK DAVADA İRDELENECEK VE İNCELENECEK OLAN HUSUSLARIN ( 4077 S.Y. 10. MAD. ) İCRA MAHKEMESİNCE GEREKÇE YAPILARAK İTİRAZIN KALDIRILMASI İSTEMİNİN REDDİNE KARAR VERİLMESİ İSABETSİZDİR


Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : İİK.\\\'nun 68/b-2. maddesi gereğince, süresi içinde gönderilen hesap özetinin muhtevasına, alındığından itibaren 1 ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf hesap özetinin gerçeğe aykırılığını, ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir. Aynı maddenin 3. fıkrasına göre ise kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu kanunun 68. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen belgelerden sayılırlar. Bu nedenledir ki itirazın kaldırılması aşamasında icra mahkemesi hesap özetleri ve ihtarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği iddiasında bulunan borçlunun bu itirazını re\\\'sen araştırmak zorundadır. Ne var ki, tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin borçlu tarafça yasal süresi içerisinde bir itiraz yapılmadığı ve mahkemece de tebligat hususunda herhangi bir olumsuzluk tespit edilmediği sürece az yukarıda açıklandığı gibi hesap özetinin gerçeğe aykırılığı ancak borç ödendikten sonra dava edilebilir. Somut olayda borçluya tebliğ olunan hesap özetine ve ihtarnamelere herhangi bir itiraz yapılmadığından İİK.\\\'nun 68. maddesinde belirtilen belge niteliği kazanmıştır. Mahkemece borçlu itirazının esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken usulüne uygun olarak Tüketici Mahkemesi\\\'nde açılacak davada irdelenecek ve incelenecek olan hususların ( 4077 S.Y. 10. mad. ) icra mahkemesince gerekçe yapılarak itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK\\\'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18.01.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sayfa: [1] 2 3