İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Av. Aysun Delikanlı

Sayfa: [1] 2 3 ... 9
1
Sigorta primlerinizin eksik yatırılması haklı nedenle fesih sebebi olup bu durumun ispatı her şekilde mümkündür ve bu konuda birçok yargıtay kararı mevcuttur. İş Kanunu md 24 gereğince sözleşmenizi , süresinin bitiminden önce feshedebilir, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na şikayette bulunabilir ve hizmet tespit davası açarak çalıştığınız sürenin tespitini isteyebilirsiniz.

2
Hukuk DıŞındaki Konular / TAŞINDI: özel dersane sözleşmesi
« : Ekim 29, 2012, 03:15:54 ÖS »
Bu konu İş-Sosyal Güvenlik ve Sigortalar Hukuku isimli bölüme taşınmıştır.

http://www.hukukevi.net/forum/index.php?topic=4040.0

3
Açıkçası 1983 doğumlu iseniz okul kayıtlarında başlama tarihinizin nasıl 1986 göründüğünü ben de merak ettim. Hakim okul kayıtlarını istediğinde başlama tarihinizin 1986 olduğunu görünce başka bir belge yahut ispatınız yoksa davanızın reddedileceği kanaatindeyim.

4
Hukuki Soru ve Sorunlarınız / Ynt: Hakkınmda verilen borç cezası
« : Mayıs 20, 2012, 08:09:20 ÖS »
Öncelikle mahkeme kalemine gidip gerekçeli kararın kime ve hangi adrese tebliğ edildiğini öğrenin, eğer tebliğ edilen adres resmi ikamet adresiniz ise ve siz adresiniz değiştiği halde nüfus müdürlüğüne bildirmemişseniz bu aşamada kesinleşen karara yapabileceğiniz birşey yok. Ancak tebligat usulsüzce sizin yasal olmayan bir adresinize yahut bir başkasına yapılmış ise kararı veren mahkemeye eski hale iade dilekçesi vererek kararın temyizini talep edebilirsiniz.

5
Kişiler ve Aile Hukuku / Ynt: boşanma
« : Ocak 10, 2012, 01:47:57 ÖS »
Metin Bey, anlatımınızdan anladığım kadarıyla durumunuz baya karışık. Yargıtay içtihatlarında ziynet eşyaları kadına bağışlanmış sayılacağına dair kararlar mevcuttur.Bu nedenle işiniz zor görünüyor.Ayrıca ziynet eşyalarının iadesi ve boşanma vs. gibi talebinizin ne olduğunu tam olarak belirtmemişsiniz.Sizden önce de ziynet eşyalarını alıp kaçtığından bahsetmişsiniz, dolandırıcılık söz konusu olabilir ancak ortada geçerli bir evlilik varsa bu ziynet eşyalarını da sizden hile ile aldığını kanıtlamak oldukça zor olacaktır. Durum biraz karışık olduğundan bir avukat yardımı almanızı tavsiye ederiz.

6
Kişiler ve Aile Hukuku / Ynt: feragat ve vekalet ücreti
« : Aralık 14, 2011, 05:19:09 ÖS »
Resmi Gazetede yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinde;
MADDE 6 – (1) Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur.
 denilmektedir. Karşı tarafın avukatının dosyaya cevap dilekçesini sunduğundan bahsetmişsiniz, bu durumda ara kararın yerine getirildiği varsayılarak vekalet ücretinin tümüne hükmedilmesi haklıdır.
HMK md.  350/2 de " Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez." denmektedir, yani kararın temyiz edilmesi halinde karar kesinleşemeyeceğinden vekalet ücretinin de icraya konulması mümkün olmayacaktır.

7
Şikayet ve Sorular / Ynt: ADALET YALANDIR..
« : Aralık 09, 2011, 04:50:46 ÖS »
Anladığım kadarıyla davalı olduğunuz dosyada avukatın müvekkili savunma amacıyla söylediği sözleri sindiremiyor ve sizi tanımadığından yalan konuştuğunu ve iftira attığını söylüyorsunuz. Ancak dikkatinizi çekmek isterim ki orası mahkeme, ister avukat, isterseniz de siz, haklılığınızı yahut diğer tarafın haksız olduğunu kanıtlama hakkına sahipsiniz. Ayrıca hukukumuzda iddia ve savunma dokunulmazlığı vardır:
    İddia ve savunma dokunulmazlığı
MADDE 128 - (1) Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.

Gördüğünüz gibi avukatın söylemleri bu maddeye giriyorsa Onun YALANCI yahut İFTİRACI olduğunu söylemeniz sadece sizin alalade yorumunuz demektir. Avukatın haksız yere sizi suçladığınızı düşünüyorsanız siz de hakkınızı savunun.Ben önemli miyim diyerek baştan vazgeçmişsiniz. Orası mahkeme ve bu hak size verilmiş durumda. Ama o gözünüzden düşen avukatlardan birinin yardımını alın derim ihtiyacınız olabilir.

8
Kişiler ve Aile Hukuku / Ynt: Boşanma ve Velayet
« : Aralık 06, 2011, 02:36:55 ÖS »
 TMK md.336'da "Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar.Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir."  denmektedir.
   Sorudan anladığımız kadarı ile boşanma gerçekleşmemiş ancak ortak hayata son verilmiş.Adem bey mahkemeye başvurarak velayetin kendisine verilmesini isteyebilecektir. Eşinin psikolojik rahatsızlığı bulunduğunu ve çocuğun sağlığından şüphe edildiğinin ispatı ile ( mahkeme uzman bilirkişilerince yapılan tespitle hakimin kanaat getirmesi halinde) velayetin davacı eşe verilmesi mümkün olabilecektir.

9
Edebiyat / Ben Avukatım
« : Kasım 24, 2011, 11:12:06 ÖÖ »
Ben Avukatım,
Kaba gücün yerine merhameti, adaleti, hakkaniyeti koydum
İnsanoğluna diğerlerinin hakkına, mülkiyetine, hürriyetine saygıyı;
Vicdan, ifade ve toplanma özgürlüğünü ben öğrettim.
Haklı davaların sözcüsü;
Yoksulun, mazlumun, dul ve yetimin savunucusuyum.
Çarşıda pazarda onuru sürdürürüm.
Halkın sevmediği, popüler olmayan davaların şampiyonu benim.
Zulmün, baskının, bürokrasinin düşmanıyım.
On Emre giden yolu ben hazırladım
Yunanistan’da kölelerin, Roma’da esirlerin özgürlüğü için ben savaştım.
Stamp Act’le ben mücadele ettim.
İnsan Hak ve Özgürlükleri Bildirgesi’ni ben yazdım.
Köleleri ben savundum.
Kölelik karşıtıyım.
Kölelikten Kurtuluş Bildirgesini yayımlayan bendim.
Her ülkede, her iklimde haini cezalandırır, masumu korur, düşeni kaldırır, adaletsizliğe ve vahşete karşı çıkarım.
Tüm savaşlarda özgürlük için savaşan bendim.
Halkın yaygarasına ve çoğunluğun despotluğuna karşı duran benim.
Adaletin gerçekleşmesini engelleyen önyargı olmasın diye zenginleri savunur;
Yoksulun tüm hak ve imtiyazları teslim edilsin diye davasında ısrar ederim.
Irk, renk, sınıf, cinsiyet ya da din ayrımı yapmaksızın insanlığın eşitliği için çalışırım.
Hilebazlıktan, dalavereden ve sahtekarlıktan nefret ederim.
Adaletten ödün vermekten ya da menfaati zıt iki müvekkile hizmet etmekten yasaklıyım.
Geçmişin muhafazakarı, bugünün liberali, geleceğin radikaliyim.
Adaleti ve hakkaniyeti gerçekleştirmek için uzlaşmaya inanırım;
Aynı nedenle şekilciliğin ve kırtasiyeciliğin Gordion düğümünü kesip atarım.
Tüm buhranlarda insanlığın lideriyim.
Dünyanın günah keçisiyim.
İnsanlığın haklarını avucumun içinde tutarım da , kendi haklarımı sağlamayı bir türlü beceremem.
Ben öncüyüm.
Geçmişten vazgeçecek, bugünü ve var olanı yıkmak isteyecek en son kişiyim.
Ben, adil hükümdar, dürüst yargılayıcıyım.
Mahkum etmeden önce dinler, herkes için en iyiyi araştırırım.
Ben Avukatım.

( Amerikalı Avukat Luis Land)

10
Ziyaretçi defterine yazılan sorulardan..

merhaba,
eşim bir münakaşa sonucu, çoçuklarla birlikte evi terk edip, babasının evine gitti. babası ve ailenin diğer üyeleriyle daha önce kavgalı olduğumuz için, çocukları görememekteyim. kendileri yaklaşık 70-80 km mesafedeler.hafta sonlarında ilgili ilçenin nöbetçi savcılığına başvurduğum zaman, polis kanalıyla çocukları görme imkanı verilir mi?
saygılar..


     Ayrı yaşayan eşlerde çocuklarla kişisel ilişki kurulması hususu Türk Medeni Kanunu'muzda düzenlenmiştir.
    TMK Md. 197 'de"Eş lerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır." denmektedir.
    TMK md.336'da "Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar.Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir."  denmektedir.
   Ayrı yaşayan eşin çocukları diğer eşe göstermemesi halinde, çocuklar kendisine gösterilmeyen eş mahkemeye başvurarak çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Mahkemece verilen karar doğrultusunda , İİK md. 25 gereğince ilamın icrası istenecektir.
   ÇOCUKLA ŞAHSİ MÜNASEBET TESİSİNE DAİR İLAMIN İCRASI:
Madde 25/a - (Ek madde: 18/02/1965 - 538/15 md.)
Çocukla şahsi münasebetlerin düzenlenmesine dair ilam hükmünün yerine getirilmesi talebi üzerine icra memuru, küçüğün ilam hükümleri dairesinde lehine hüküm verilen tarafla şahsi münasebette bulunmasına mani olunmamasını; aksi halde ilam hükmünun zorla yerine getirileceğini borçluya 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri ile tebliğ eder. Bu emirde ilam hükmüne aykırı hareketin 341 inci maddedeki cezayı müstelzim olduğu da yazılır.
  Borçlu bu emri tutmazsa ilam hükmü zorla yerine getirilir. Borçlu alacaklının şikayeti üzerine ayrıca 341 inci maddeye göre cezalandırılır.

11
Genel Sohbet Alanları / Ynt: TEMYİZ YOLU
« : Kasım 14, 2011, 12:38:33 ÖS »
Onanan karar bir Ceza Mahkemesi Kararı ise durum farklı olacaktır. Bu sefer HUMK değil, Ceza Muhakemesi Kanununu ele almamız gerekecektir. Yani süreler ve başvuru şekli de farklılık gösterecektir.Ancak Karar Düzeltme olağanüstü bir kanun yolu olup, belirli şartlar varsa ancak bu yola başvurulabilecektir, bu nedenle bu konuda bir avukat yardımı almanız tavsiye olunur.

12
Genel Sohbet Alanları / Ynt: TEMYİZ YOLU
« : Kasım 10, 2011, 01:50:58 ÖS »
Yargıtayca onanan bir karar karşı başvurulabilecek bir yol Karar Düzeltme yoludur. Ancak Karar düzeltmeye başvurulabilmesi için belli koşul ve süreler vardır.
HUMK md.440 da hangi Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemeyeceğini ve parasal sınırları hakkında bilgi sahibi olunabilir. Ayrıca belirtmek gerekir karar düzeltme sebepleri de yine HUMK440,I de sınırlı olarak gösterilmiştir. Ancak karar düzeltme yoluna 15 gün içerisinde başvurulması gerekir, bu süre geçtikten sonra karar düzeltme yoluna başvurulamaz.

13
Miras Hukuku / Ynt: hibe edilen bu araziden hak talep etme
« : Eylül 14, 2011, 03:22:06 ÖS »
Miras ancak mirasbırakanın ölümüyle açılır. Bu nedenle annenizin yapmış olduğu bağış işlemi hakkında şimdilik yapılacak bir şey yoktur .
Mirasbırakan ancak mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. TMK.nın 571.maddesinde; ''Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.' şeklinde belirtilmiştir.Saklı pay kanunda altsoy için yasal miras payının yarısı olarak belirlenmiştir.
 Bu nedenlerle eğer annenizin yapmış olduğu tasarruf(bağış işlemi) saklı payı zedeleyecek boyutta ise ancak ölümünden itibaren 1 yıl ve herhalde mirasın açılmasından itibaren 10 yıl içinde tenkis davası açılmalıdır.


14
Genel Sohbet Alanları / Cvp:hukuk öğrencilerine tavsiyeler
« : Şubat 07, 2011, 05:54:04 ÖS »
Merhabalar..
Sayın Haberci aslında hukukçuyu güzel özetlemiş araştırmacı-üretken- tartışmacı..

Hukuk eğitimini çok da verimli geçiremediğine inanan biri olarak sonradan pişman olduğum durumlardan bahsederek belki de ne yapılması gerektiği hususunda size daha çok yardımcı olabilirim.
Habercinin de dediği gibi sadece bu meslekte değil diğer mesleklerde de en önemli şey öncelikle hedef belirlemektir. Belki öğrenimin başında 4 yılın sonunda ne olacağınıza dair net kararlar veremeyebilirisinz ancak bu konuda ne kadar çabuk karar verilir ve bu kararda sonuna dek ısrarcıı olunursa eminim o kadar da hızlı yol alınacaktır. Çünkü yeni mezun olmuş arkadaşlarımızın çoğunun en büyük sıkıntısı \\\"mezun oldum peki şimdi ne yapacağım \\\" durumudur.\\\"Hakim mi olsam,aslında avukatlık da güzel,rahat, KPSS \\\'ye mi hazırlansam, İngilizcemi mi öncelikle geliştirsem,Kamu avukatı mı olsam ya da hukuk müşavirliği ya da uzman hukukçuluk,kaymakamlık\\\" vs gibi sorularla boğuşup ,fazlaca zaman kaybetmekteyiz. Önümüzde çok fazla seçenek olması bu durumu bizim için avantajdan çok dejavantaja dönüştürmekte. Hukuk eğitimi hepimizin malumu üzerine diğer bölümlere nazaran oldukça zor geçmekte ve hepimizin aklında eğitim süresi boyunca sadece okulu bitirmek oluyor bu nedenle. Ancak öyle bir dönemdeyiz ki sadece okulu bitirmek yetmiyor. Çok fazla üniversite mezunu var ve herkes insanüstü bir çaba göstererek sınavlara hazırlanıyor.Bu nedenle daha en başından bir karar vermek ve yolumuzu ona göre çizmek en güzeli.Çünkü ancak ne istediğini bilen insan yol alabilir ve bu yolda kararlı olduğu sürece de tüm rakiplerini geride bırakarak ulaştığı hedefte mutlu mesut yaşayabilir.
Özellikle avukat olmayı düşünüyorsanız sevdiğiniz alanı şimdiden belirlemenizde fayda var, ayrıca şimdiden dil konusunda da eğitim almaya ve kendinizi geliştirmeye başlarsanız meslektaşlarınız arasında 1-0 önde başlarsınız.Hukuka ilgiyi sıcak tutmak için de güncel olayları takip edebilirsiniz.İnsanlarla iletişiminiz de yoğun olmalı,şimdi edineceğiniz çevrenin size ilerde hem mesleki yardımlaşma hem de iş konusunda belki tahmin bile edemeyeceğiniz faydaları dokunabilir.Çeşitli faaliyet ve organizasyonlara,sempozyumlara ,konferanslara da katılmak gerek kısacası kendinize geliştirebileceğinizie inandığınız her yönde bir adım atmaya çalışın
Tabi tüm bunların yanında, üniversite hayatının tadını çıkarın, zira yerini hiçbirşey doldurmuyor :)

15
Merhaba,
Yeni yürürlüğe giren Borçlar Yasas ile ,bir kişi tarafından verilen her türlü kefalet, 10 yıl geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacak.  
Kefalet, 10 yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile, uzatılmış veya  yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak 10 yıllık süre doluncaya kadar  takip edilebilecektir.
Bahsettiğiniz gibi 10 yıldan fazla süre geçmişse kefilliğiniz kendiliğinden sona erer.Ancak hakkınızda bu sebeple başlatılmış ve halen devam eden bir icra takibi varsa  sorumluluğunuz devam edecektir.

Sayfa: [1] 2 3 ... 9