0 beğenilme 0 beğenilmeme
818

5651 sayılı kanunla Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB’e) verilen yetkiyle bir çok sitenin yayını engellenmiştir. Yayını engellenen sitelerin sayısı bir hayli fazla ; ancak asıl düşündüren kapatmadaki yetki nereden geliyor? TİB’e verilen re’sen kapatma yetkisi ne kadar etkili? Kapatmalar konusunda yetki aşımı var mı? Kararları kim vermektedir? Ne kadar site şuana kadar yayın engeliyle karşı karşıya? Aklımıza takılan bu soruların cevaplarını bulmaya çalışacağız.   

 

     TİB, 3 Temmuz 2005 tarihinde TBMM'de kabul edilen 2559, 2803 ve 2937 sayılı yasalarda değişiklik yapan Telekomünikasyon Kurumu’na doğrudan bağlı İletişim Başkanlığı kurulmasına ilişkin 5397 sayılı kanun 23.07.2005 tarihi[1] ile çalışmalarına başlamış ve günümüze kadar organizasyonunu daha çok genişleterek, bugünkü yapılandırmasına ulaşmıştır.  

 

    Yargı kararları ve re’sen verilen kararlarla sitelerin yayınlarının engellenmesine  ilişkin güvenliweb.gov.tr ‘nin 11.05.2009 tarihi itibari ile istatiki verilerine göre şu ana kadar 2.601 sitenin yayını durdurulmuştur.Erişimi engellenen sitelerin 2.126’sı  re’sen  485’ i ise yargı kararlarıyla verilmiştir[2].Neredeyse  %72 lik kısım TİB’in re’sen vermiş olduğu kararlarla yayını durdurulmuştur. İstatistiki veriler bir çok gerçeği ortaya koymaktadır. Sadece bir siteyi erişime kapatmak için bir TİB görevlisinin niyeti yeterli olabiliyor[3].    

 

    Yukarıdaki verilen ortaya çıkmasında ve sistematik kapatma kararlarının alınmasında Adnan Oktar’ın isteğinin  büyük etkisi bulunduğunu söylemeden geçemeyiz. Şu ana kadar Adnan Oktar(Adnan Hoca) lakaplı şahsın isteği doğrultusunda 61 sitenin yayını mahkeme kararlarıyla kapatılmıştır. Özellikle evrim teorisini savunan www.richarddawkins.net web sitesi, yüz binlerce üyesi olan Eğitim-Sen sendikasının web sitesi, öldürülen yazar Turan Dursun'un eserlerini yayınlayan turandursun.com web sitesi Adnan Oktar ‘ın (Adnan Hoca lakaplı )şahsın  isteğiyle kapatıldılar. Bunun dışında dünyanın en büyük mail gruplarını bünyesinde barındıran ‘google groups’, yine dünyanın en büyük blog servisi sitesi ‘wordpress’, Ekşi Sözlük gibi yüzlerce site uzun süre boyunca erişim engellenmesiyle karşı karşıya kaldılar[4].   

 

Devamı Aşağıdadır...

Bilişim Hukuku kategorisinde sordu | 818

1 cevap

0 beğenilme 0 beğenilmeme

      Gündemi en çok meşgul eden, milyonlarca ziyaretçisi olan en büyük video arşivi “youtube” bekli de tepkinin doğduğu ana merkezi oluşturmaktadır. Her türlü video’ya ulaştığımız kısaca video kütüphanesi dediğimiz youtube’un kapatılması kamuoyunda büyük tepki yarattı ve sebepleri çok tartışılır. Kapatma nedenlerinin en büyüğü Atatürk’e hakaret ve ırkçılık propagandasıyla ilgili videoların yayınından kaynaklanmaktaydı. Ancak, ilgili kanunlarımız ikinci nesil internet konusunda iyi düzenlemelere sahip olmadığından bu sorumluluğu içerik sağlayıcıya yükletmiş ve sitenin yayını tamamen durdurmuştur[5]. Tabi bu konuda youtube’u sütten çıkmış ak kaşık olarak göremeyiz. Sebebi ise kullanıcılarının yayınlamış olduğu videolara karşı daha güçlü bir kontrol mekanizması kurması beklenebilirdi. Zira, her ne kadar engellense de küçük bir proxsy ayarı yayınlanan içerikten dolayı kapatılan sitenin videolarına erişimini engelleyememiştir. Çünkü ; verilen kararın TİB’e gönderilmesi ve Türkiye’den ulaşılabilecek  linklere TİB’in kendi linkini vermesinden kaynaklanmaktadır. Aslında yapılmaya çalışılan gizlemek değil; gizlemeye çalışmaktır.  

 

    2007 Yılının Mayıs ayında 26030 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (Telekomünikasyon Kurumu) bünyesindeki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığınca bu Kanunun verdiği görevleri de yapması da öngörülmüştür[6]. İlgili kanunun yayınıyla beraber TİB’in yetkileri de bir hayli genişletilmiştir. Bu kanunun resmi gazetede yayınlanmasıyla beraber bir çok yayıncının da internet üzerindeki yayın hakkı ve internet kullanıcılarının da bir anlamda ifade özgürlüğüne zincir vurulmuştur. Daha önceleri site kapatmalarının az olduğu ülkemizde şimdi her gün hatta her an sitelerin erişimine engel konulma tehlikesi vardır. Bu da demektir ki özelleştirilmiş sansür sisteminden kopup, otosansür tehlikesine doğru yol aldığımız açıkça ortadadır . Kısaca ifade etmek gerekirse  bu örselenmiş sistemde ilerici-toplum,  ifade ve haberleşme özgürlüğü kavramlarını aramak çok zor bir düşüncedir.              

 

Önerilen  Çözüm Yolları

 

        Yapılan sansürlerin yanlış yada doğru olduğu toplumca dikkate alınarak yanlışı sivil toplum örgütlerinin belirlemesi[7].  Globalleşmiş dünya ülkelerindeki sansür yöntemleri özümsenmeli ve uygulanabilirliği bizim potamızda eritilmeli  İkinci nesil internet websitelerinin durumu dikkate alınarak sorumluluk sadece içerik yada servis sağlayıcılara değil; kullanıcılara da yükletilmeli[8]

Görev dağılımında idari işlemleri yapan makam değil; yargısal bütünlük içinde kararlar verilmelidir. Keyfi müdahalelerden kaçınılmalıdır.

 

Yazar : Av. Ahmet DELİKANLI

               



[1] Bkz Resmi Gazete 3 Temmuz 2005 Yayını 
      [2] http://www.guvenliweb.org.tr/content/11052009-tarihli ihbar istatistikleri yayınlanmıştır
[3] Site Kapatmaların Hali Pür Meali “( 2. Paragraf)– Hansel ÖZGÜMÜŞ

[4] “Site Kapatmaların Hali Pür Meali “( son Paragraf)– Hansel ÖZGÜMÜŞ

      [5] Sitenin erişime kapatılmasının nedeni Atatürk’e ait hakaret içeren görüntülerin sitede yayınlanması. Aynı nedenle daha önce de kapatılan site söz konusu videoların yayından kaldırılması üzerine açılmıştı. Son durumda farklı olan ise youtube.com’un videoları yayından kaldırmayıp sadece videolara Türkiye’den erişimi engellemesi, mahkemenin de bu uygulamayı geçerli Görmemesi
[6] Bkz 26030 sayılı Resmi Gazete Yayını 

[7] Kurumsal Sansür:Filtreleme”(Madde Başlık 1) –Hansel ÖZGÜMÜŞ Aynı görüş

[8]  “Erişim Engellemeler ve İkinci Nesil İnternet” FSEK m4 Eleştiri Av İlker ATAMER  Bkz. www.turk.internet.com/

 

cevapladı
7,521 soru
5,159 cevap
737 yorum
2,023,606 üye